Temmuz 30, 2012
edip cansever
sedef kakmalı bir tramvay geçiyor yakınımızdan
ince bir org sesini sürükleyerek
benekli bir örtü çekiyor üstüne dünya
hepimiz kayboluyoruz
Edip Cansever
Temmuz 26, 2012
özdemir asaf
ben yürümeye başlayınca denizlerin üzerinde
karalarda koşanlar durup bana baktılar
ben de gittim
sığınacağım adaları birer birer batırdım
Özdemir Asaf
Nietzsche Ağladığında
" Dostum " diye fısıldadı. " Nasıl farklı yaşanacağını size ben söyleyemem; diyelim ki söyledim, o zamanda başka birinin tasarladığı yaşamı yaşıyor olurdunuz.
Nietzsche Ağladığında / Irvın D. Yalom
turgut uyar
ben çocukları sevdim yaşadım. dünyaya alışamadım
kuru güller gibi yersiz ve inceydim biraz.
hep bunu duydum. bunu yaşadım.
Turgut Uyar
Paul Eluard
İnsanlarda tek sıcak kanun,
üzümden şarap yapmaları,
kömürden ateş yapmaları,
öpücüklerden insan yapmalarıdır.
İnsanlarda tek zorlu kanun,
savaşlara, yoksulluğa karşı
kendilerini ayakta tutmaları,
ölüme karşı yaşamalarıdır.
İnsanlarda tek güzel kanun,
suyu ışık yapmaları,
düşü gerçek yapmaları,
düşmanı kardeş yapmalarıdır.
Hep var olan kanunlardır bunlar,
bir çocukcağzın tâ yüreğinden başlar,
yayılır, genişler, uzar gider
t"a akla kadar.
Paul Eluard
Temmuz 25, 2012
oruç
Bir tabak tarhana koydu
önüne, bir avuç maydanoz;
parmaklarını tuttu, bileğini,
kolunun içini öpüp bıraktı,
soğanı kırdı, böldü ekmeği ve
bekledi: Zaman hızla içine
akıyordu.
"Bu seferî gövde sana birikti"
dedi, duyulur duyulmaz
bir sesle.
Enis Batur
görsel : xi pan
yaşama uğraşı
Anladığıma göre ben yalnız kalmayı öğrendiğim zaman olgunlaştım, başkaları ise insanlarla birlikte olma gereğini duydukları zaman
Cesare Pavese
Temmuz 24, 2012
cyrano de bergerac
Fakat, şarkı söylemek, gülmek, dalmak hülyaya,
Yapayalnız, ama hür, seyahat etmek aya,
Gören gözü, çınlayan sesi olmak ve canı
İsteyince şapkayı ters giymek, karışanı
Olmamak. Bir hiç için ya kılıcına veya
Kalemine sarılmak ve ancak duya duya
Yazmak, sonra da gayet tevazula kendine:
Çocuğum! Demek, bütün bunları hoş gör yine,
Hoş gör bu çiçekleri, hattâ bu kuru dalı,
Bunlar yabanın değil kendi bahçenin malı!
Varsın küçücük olsun fütuhatın, fakat bil,
Onu fetheden sensin, yoksa başkası değil.
Cyrano De Bergerac / Edmond Rostant
jules supervielle

kendini bildi bileli
mum ışığında okumaktı bütün zevki
sonrada ellerini ikidebir
alevin üstünde gezdirirdi
güven getirmek için olacak
güven getirmek için
yaşadığına
Jules Supervielle
açık deniz çocuğu
Nasıl biçimlenmişti bu yüzen sokak? Hangi denizciler, hangi mimarların yardımıyla, uzak Atlantik’te, suyun yüzünde, altı bin metrelik bir çukurun üstüne kurmuşlardı onu? Bu rengi açıla açıla Fransız grisine dönmüş kırmızı tuğladan evlerin uzun sokağını, bu arduvaz çatıları, bu değişmez, alçakgönüllü dükkanları kim yapmıştı? Ya bu oymalı çan kulesini? Ya da şu içinde yalnızca deniz suyu olan, ama üstünden ara sıra bir balık atlayan, cam kırıklarıyla donanmış duvarlar arasında bir bahçe olmak istediği apaçık belli olan şey neydi?
Nasıl ayakta duruyordu bütün bunlar, dalgalarla azıcık olsun sallanmadan?
Ve bu oniki yaşında, yapayalnız çocuk ayağında tahta pabuçları, sudan sokakta, sağlam toprakta yürürmüş gibi güvenli adımlarla yürüyen? Nasıl oluyordu...?
Gördükçe, bildikçe sırayla anlatacağız bunları. Ve karanlıkta kalması gereken, biz istemesek de kalacak.
Bir gemi yaklaştığında, daha ufukta görünmeden, çocuk derin bir uykuya dalıyor, köy de bütünüyle suların altında kayboluyordu. Bu yüzden hiçbir denizci bu köyü dürbünle olsun görmemiş, varlığından kuşkulanmamıştı bile.
Çocuk dünyadaki tek küçük kız sanıyordu kendini. Üstelik küçük bir kız olduğunu biliyor muydu acaba?
Temmuz 22, 2012
geceyi kapatsın huşu ve dinginlikle ...
ali ayçil
Bir kuşun kanadını taşıyacak gücüm bile yok bugün.
Öyleyse hayat niye inatla, boş bulduğu tek yer benmişim gibi gelip ruhuma kuruluyor ?
Ali Ayçil / Kovulmuşların Evi
Temmuz 19, 2012
i.tenekeci
Yağmurda koşan bir çocuk olsam
Vedalaşır gibi bildikleriyle.
Kendinden mahrum kalır mı insan?
Kalsam.
Duralım burada, güzel esiyor
İbrahim Tenekeci
görsel : lyle motley
Temmuz 18, 2012
geyikli gece
Halbuki korkulacak hiç bir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk
Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabani uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
Hepimizi vakitten kurtaracak
Bir yandan toprağı sürdük
Bir yandan kaybolduk
Gladyatörlerden ve dişlilerden
Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık
Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza ...
Turgut Uyar
umay umay
“ sakın üşütme.
sakın yaşlanma.
sakın yıkılma.
sakın, sakın,
o güzel ruhunu ayaza tutma.
tahtadan defterler yap,
deniz kabuklarından kutular,
şiirin yetişemediği müzikleri duymak için
kalbini yastığın altına koy.
senden çalındıkça çoğalan hayatı,
gözyaşlarından çıkardığın mutluluğu anlat.
gözlerindeki aşkı değdir parmaklarının biçimlendirdiği
her rüyaya.
senden bana bulaşan rüzgarın da adı bu olsun. . .
bana içeriyi bilmiyorum diye daha çok kız,
ama
n'olur daha güzel kız! ’’
Umay Umay
Temmuz 16, 2012
Temmuz 14, 2012
kaf dağının önü
bir gün, gece
masal anlat bana
içine kat beni çocuğunmuşum gibi
öyle sev ki gözlerim kapansın hemen
sonra içim acısın
belki ağlarım
arınırım
arındıkça masum bir kız çocuğu olurum
hep soru sorarım,
verdiğin hiçbir cevabı anlamam
sen,
'bir gün anlarsın' dersin
'bir gün büyüyünce'
büyüdükçe başa sararız döngüyü
sığınırız bir gece masalına
Murathan Mungan
görsel :kathy hare
Temmuz 11, 2012
ece temelkuran
İnsan hayatını ne kadar değiştirebilir?
Ne zaman değiştirilir bir hayat? Yaşla ilgili bir soru değil bu, asla yaşlanmakla ilgili değil. O karar ne zaman verilmeli? Asıl soru bu...
Başlangıçta seçimler yapıyorsun. "Şöyle bir iş yapayım", "Böyle bir hayatım olsun" diyorsun. Oysa insanın içinde sular var. Hayatın gidişatına yön veren akarsular, insanı yeryüzü gibi şekillendiren dip akıntılar. Eğer dip akıntılarınla aynı doğrultuda seçimler yaptıysan sonradan pek bir şeyi değiştirmen gerekmeyebilir. Tabii eğer sıkılmadıysan. Çünkü hedeflere ulaşmak da ulaşamamak kadar yok edici olabilir, sanılanın aksine. "Ee? Bundan sonra ne olacak?" diyebilirsin yani. Ama bir de, sırf olman gerektiğini düşündüğün için -diyelim ki- işletmeci, bilgisayar mühendisi veya avukat olduysan, ya da diyelim ki, öyle olması gerektiğini düşündüğün için belli bir hayat biçimi tutturduysan, çok geçmeden yakana yapışıyor akarsuların. Ne kadar güçlü olsa da inşa ettiğin "zorunluluk", "gereklilik barajları", yıkıp geçip akacağa yere akıyor nehirler. Hatta bazen herkesin bayıldığı, hatta neredeyse kıskanılacak bir hayat da olabilir vazgeçilen. Sırf iç suların aslında oraya akmadığı için, sırf bu yüzden. Yani aslında "değiştirdiğin" bir şey olmuyor bir gün hayatını değiştirmeye karar verdiğinde. Sadece suları akması gereken yere akıtıyorsun. Ya da şöyle diyelim, nehirlerin yeterince güçlüyse onlar seni alıp akıtıyor. Başlangıçta bir seçim yapmış olabilirsin bir baraj inşa ederken, ama bu sefer sular seni sürüklüyor.
Temmuz 10, 2012
tezer özlü
"Onayladığınız yanıtlar yalnız bir yüzey, benim gerçeğimle bağdaşmayan bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin medeni durum dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak ya da sayılmak benim gerçeğim değil. Bu kolay olgulara, siz bu düzeni böyle saptadığınız için ben de eriştim... Ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiçbir değeri yok ki..."
Tezer Özlü
iç kitabı
"Bizim sözcüklerimiz gözümüzün arkasından geçiyor. Beş para etmiyor bu yüzden deliliğimiz; çünkü herkes ağzıyla konuşuyor. Herkes ağzıyla deliriyor."
Ece Temelkuran
Paul Eluard
kimseler bilemez seni
senin bildiğin kadar
içinde yan yana uyuduğumuz
gözlerin
benim insan parıltılarıma
dünyanın gecelerinden daha iyi bir gelecek hazırladı
içinde uçtuğum gözlerin
yolların gidişine
dünyanın dışında bir anlam verdi
bize belirtilenler
gözlerindeki sonsuz yalnızlığımız
artık kendilerini sandıkları gibi değiller
kimseler bilemez seni
senin bildiğin kadar
Paul Eluard
Temmuz 07, 2012
up !
ellie - ne yapıyorsun sen. bunun özel bir kulüp olduğunu bilmiyor musun ? sadece maceracılar girebilir. öyle senin gibi sokaktan geçen gözlüklü çocuklar değill. o cesaret var mı sende dört göz cevap ver hadi
carl - ııgghh ....
ellie - tamam. oldu bu iş, aramıza hoş geldin ... sorun ne dilini mi yuttun ? Heyy ! ısırmam seni, sen ve ben artık aynı kulüpteyiz. adım ellie :))
ellie - sana bi şey göstereceğim. bak şimdi beni iyi dinle bu çok gizli, sana getirdiğim şeyi daha önce hiç kimse görmedi. bunu birine anlatırsan bir daha seninle hiç konuşmam tamam mı. şimdi yemin et. yemin et !
carl - ...
ellie - bak ! bu benim macera defterim. bak burası güney amerika, amerika gibi ama güneyde. bir gün nerede yaşayacağım biliyor musun cennet şelalerinde. tek hayalim kulübemi oraya taşımak. bizi bir gün oraya götüreceğine söz ver ... söz ver hadi !
carl - ııgghh ....
ellie - tamam. oldu bu iş, aramıza hoş geldin ... sorun ne dilini mi yuttun ? Heyy ! ısırmam seni, sen ve ben artık aynı kulüpteyiz. adım ellie :))
ellie - sana bi şey göstereceğim. bak şimdi beni iyi dinle bu çok gizli, sana getirdiğim şeyi daha önce hiç kimse görmedi. bunu birine anlatırsan bir daha seninle hiç konuşmam tamam mı. şimdi yemin et. yemin et !
carl - ...
ellie - bak ! bu benim macera defterim. bak burası güney amerika, amerika gibi ama güneyde. bir gün nerede yaşayacağım biliyor musun cennet şelalerinde. tek hayalim kulübemi oraya taşımak. bizi bir gün oraya götüreceğine söz ver ... söz ver hadi !
Carl & Ellie / Yukarı Bak
Temmuz 05, 2012
Taşlar biriktirdim kaybolmamak için cebimde
Büyüktü masalların ağzı, yuttu beni bir nefeste
Har'ı temas / a.u.t
şeker portakalı

Totoca bana bir dirsek attı. Ayıldım.
" Nen var Zeze ? "
" Hiç. Şarkı söylüyordum. "
" Şarkı mı söylüyordun ? "
" Evet. "
" Öyleyse ben sağır olmalıyım. "
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa ? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
Şeker Portakalı / Jose Mauro de Vasconcelos
Temmuz 04, 2012
the fall
alexandria : neden herkesi öldürüyorsun ?
roy : bu benim hikayem
alexandria : benim de hikayem
The Fall
Temmuz 03, 2012
Albert Einstein
" sakın sana kötüsün diyenlere aldırma, bana da gerizekalı dediler, atomu parçalayıp ellerine verdim.. "
Albert Einstein
şems
Derler ki; dost acı söyler!
Hayır, acıyı söyleyene dost denilmez.
Seni sevmeyen acı söyler.
Dostun, sana söyleyeceği acı dahi olsa,
O senin canını acıtmayacak şekilde, tatlı dille söyler
Şems-i Tebrizi
Chuck Palahniuk
Bu hayat bana,
İnsanların çoğunun gülemediği için ağladığını,
Susamadığı için konuştuğunu ve laf olsun diye yaşadığını öğretti.
Chuck Palahniuk
ayrı
sana insanlardan kaç demiştim, arasında ol değil. şimdi sessiz kalmalısın. bilmesinler ayrık otu olduğunu ...
görsel : Ofra Amit
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)