Nisan 28, 2014

blessthefall





Open Water (feat. Lights) by Blessthefall on Grooveshark




rilke






Belki de bize kalan yamaçta bir ağaçtır, her gün
Onu yeniden görelim diye, dünkü sokaktır belki,
Ya da kötü büyütülmüş bağlılığıdır bir alışkanlığın,
Hoşlanmıştır, yanımızdan gitmemiştir, kalmıştır.


R. M. Rilke


hasan ali toptaş






Belki insanlar koskoca yaşamları boyunca yalnızca bir süre için farklı olmaya katlanabiliyor, sonra da yavaş yavaş öteki insanların davranışlarına, düşüncelerine ve duygularına bürünerek, durup dinlenmeden kendini tekrarlayan uçsuz bucaksız bir benzerlikler denizinde kaybolup gidiyorlardı. Yaşamları herkesinkine benzediği ya da farklı görünmesine karşın aynı özü taşıdığı için, herkes gibi ölüyorlardı daha sonra da; herkes gibi, bayatlamış birkaç anı kırıntısının uzaklığını koklaya koklaya, geleneksel ziyaretlerle kirletilmiş ya da geleneksel yalnızlıklarla gölgelenmiş buz gibi bir yatakta, farklı yaşadıkları yılların tadını tenlerinde, belleklerinde ve ağızlarından dökülen mecalsiz ah'ların karanlığında arayarak, yavaşça, alışılmış bir ölümle ölüyorlardı.

Hasan Ali Toptaş

görsel : Nicholas Cormier

eksilerek artmak, artarak eksilmek ...





Her şeyi tam zamanında yapmak, ancak yaşamımızın sonlarına doğru öğrenebildiğimiz o küçük erdemlerden biridir...

Virginia Woolf / Deniz Feneri


Nisan 18, 2014

beşyüz günlük yalnızlık / Gabriel Garcia Marquez




İnsanlar yaşlandıkça hayallerinin peşine düşmekten vazgeçmezler, hayallerinin peşini bıraktıkları için yaşlanırlar G.G.Marquez


*

Ağustos 1966 başlarında eşim Mercedes’le birlikte Yüz Yıllık Yalnızlık’ın özgün elyazmalarını Buenos Aires’e göndermek için Mexico City’deki San Angel postanesine gittik. Paket 590 sayfa barındırıyordu ve üzerinde Editorial Sudamericana’nın edebiyat yöneticisi Francisco (Paco) Porrúa’nın adresi yer alıyordu.
Postane görevlisi paketi tartının üzerine koydu, kafasında aritmetik hesabını tamamlayıp şöyle dedi: “Borcunuz 82 pesos.”
Mercedes kâğıt paralarını saydı, cüzdanındaki bozuklukları çıkarttı ve beni durumun gerçeğiyle yüzleştirdi: “Bizde sadece 53 pesos var.”
Bir yılı aşan fakirlik dönemimizde böylesi engellere öylesine alışmıştık ki, çözüm için pek de kafa yormadık. Paketi açtık, içindekileri iki eşit parçaya böldük ve bir parçayı Buenos Aires’e gönderdik, bunları yaparken geriye kalanı yollamak için gereken parayı nasıl bulacağımızı bile sormamıştık kendimize. Cuma günüydü, saat akşam altıyı gösteriyordu ve postane pazartesiye kadar açılmayacağına göre, düşünmek için önümüzde tüm bir hafta sonu vardı.

Marquez'in anılarından uzun ama çok güzel bir yazı ... Güle güle büyük yazar

yazının devamını Edebiyathaber.net ten okuyabilirsiniz.


Nisan 04, 2014

her şey yolunda




-Al elini ve kalbine koy,
ve de ki, "Herşey Yolunda"
+ Evet, "Herşey Yolunda"

Köyümüzde yaşlı bir bekçi vardı,
Gece devriyelerinde bağırırdı

“Herşey yolunda. Herşey yolunda!”

Biz de huzurlu bir şekilde uyurduk. Sonra bir gece, bir hırsızlık oldu. Ve öğrendik ki meğerse bekçi körmüş!

O, “Herşey yolunda!” derdi, biz de güvende hissederdik kendimizi. O gün, bu kalbin ne kadar kolayca korkabildiğini öğrendim.

Kandırmanız gerekiyor. Sorun ne kadar büyük olursa olsun,

“Herşey yolunda.”





Nisan 02, 2014