Ocak 28, 2013

kafka






"Paltom bile ağır gelirken, nasıl taşırım koskoca dünyayı sırtımda?"


Franz Kafka



The Age of Innocence: Theme by Itzhak Perlman on Grooveshark


ezginin günlüğü





Kar yağıyor bu gece
Öyle beyaz ki şehir
Anlamak bir ömür sürer
Hayat niye kirlenir


Ezginin Günlüğü


Düğümlere Üfleyen Kadınlar







"Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların nefesini genişletecek, o nefesin rüzgarına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız. "

Bir kadının kalbini fena kırmış bir adam...

O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın... Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı. Ne kadar sevilse de tamir olmayan o yaralı coğrafyada, Ortadoğu'da geçiyor. Saraylar devrilip, meydanlar dolarken sorular kalıyor geriye. Her yola en az bir soruyla çıkılır çünkü: Bir kadın ya da bir ülke nasıl sevilir sahiden?


Ece Temelkuran


Ocak 24, 2013

Blue Foundation


Little by Little by Blue Foundation on Grooveshark


kathy acker






" Ben yetiştirilmedim, büyüdüm sadece yabani bir bitki gibi…."

Kathy Acker



edip cansever




Sen buzul mavi, sen kaç yılın aynalı dolapları
Kırılan bardakları elbiselerin ve çocukları
Lekesiz gözleriyle ne kadar maviyse o kadar hiç konuşmadıkları
Sen buzul, sen devamlı, sen…
Yaklaş bana, kimse hiçbir yere dokunmasın
Bana sessizlik et, düğümle saçlarımı
Çözülsün bu kartopları, gece yanan fırınlar, içimin sayıları
Akıt kanımı biraz, kimse hiçbir şey söylemesin
Kimse artık hiçbir şey söylemesin
Bana yalnızlık et, birleştir yalnızları
Sen buzul, sen devamlı, sen…
Sen kaç yılın aynalı dolapları.


dear moon






Monster Clock




Ocak 23, 2013

göksel baktagir




Masum Aşk (Kürdî Saz Semaîsi) by Göksel Baktagir on Grooveshark


suskunlar




Şu ayaltı aleminde, ölmüş, yaşayan ve henüz doğmamış ne kadar insan varsa, göklerde o kadar yıldız ve belki bir o kadar kader vardı. Müneccimlerce gök kubbenin sultanı bellenmiş Şems çoktan batmış, ancak onun veziri sayılan Kamer hala doğmamıştı ...





İhsan Oktay Anar / Suskunlar



mesnevi






öyle durur gibidir ama
her nefesle yenilir dünya 

mesnevi I- 1144


Ocak 15, 2013

Susie Suh - Seasons Change





hermann hesse






…Garip, sis içinde yürümek!
Hayat, münzevi oluş!
Tanımıyor hiçbir insan bir diğerini
Yapayalnız her biri

Hermann Hesse 


edip cansever





Sevgili Tomris’e, 15 Mart için

Düş sensin
Açtın mı kapısını balkonunun
Saksıda görünen de sen
Sulayan da senin elin.

Düş sensin
Susuz içersin içkini
İçtiğin içki seni görür uykusunda
Uyanınca anlatılmayı seversin.

Düş sensin
Nedense bu yıl kar yağmadı
Bembeyaz kentin içinde
Bilmem ki nasıl anladım çok belli ayak izlerin.

Düş sensin
Çünkü sensin düş
Küçücük bir kız çocuğu gibi, tam öyle gibi
Baharını icat edersin.
Düş sensin.


Edip Cansever

bazuka





Okudukça zevkleriniz incelir, daha tuhaf, daha rafine kitaplara, yazarlara el atmaya başlarsınız, bu meşgale sırasında muhtemelen hayat gailesi bakımından dibe doğru kaymaktasınızdır… Okuduklarınızı, müstesna olduğunu düşündüğünüz satırları birilerine anlatmak istersiniz, zira şahsa mahsusun hazzı kısa sürer, ömrü uzun olan paylaşmaktır… Fakat ortalığı her zamanki gibi kaba saba kelimeler, düşük cümleler işgal etmiştir, o gürültüde kimse sizi duymaz… Okumak hem bir hayat başarısızlığının, ki unutmayın okumak mağlupların işidir, hem de derin bir yalnızlık hissinin sebebi olup çıkmıştır… Okuduğunuz onca kitabı, hayatınızı yatırdığınız o zorlu ve hassas meşgaleyi mezara götüreceğinizden korkmaya başlarsınız…

Ve siz de bilirsiniz ki yalnız ölmek zordur, arkanızda mutlaka birkaç müttefik, birkaç şahit bırakmak istersiniz…



Murat Uyurkulak / Bazuka





Ocak 12, 2013

yaşamsa ... ayrıntıysa



hayatın öyle büyük anlamları filan yok . biraz kahve kokusu, bir iki kuş sesi, güzel bir melodi ...
yaşam bir an parlayıp kaybolan ayrıntılardır.


Fools Work by Inara George on Grooveshark


Ocak 11, 2013

Sting - Fragile






murathan mungan




bir kerede anlatmak mümkün mü kendini
bir kelime bile etmez binlerce duygu

an'da vururken geçtiğin yolların nabzı
hiçbir şey yapmamakla
çok şey yaşamak arasında
zaman kapatır farkını


Gece Başlangıçları - Murathan Mungan



tezer özlü







"Bu duvarlar arasında dünyaya karşı ne denli korunmuşluğumu algılıyorum. Bazı günler bana çok kısa gelen yaşam,
zaman zaman çok uzun."


Eski Bahçe Tezer Özlü



tarık tufan






Hatırlamıyorum; dün neresinde kaldığımı hayatın
Bilmiyorum nereden başlayacağımı...


Tarık Tufan



Ocak 09, 2013

Can Yücel




“Aşk yok gayri memlekette / Cemal Süreya beri gideli”

Can Yücel

Cemal Süreya




" Ben olanca gücümle
Halatlara asılıyorum nafile
Ben ayrı düşmüşüm bir kere
Ayrı düşmüşüm insanlardan.
Bu yıldız tutmaz mavilikte
Ne deniz ne köpük kâr eder bana.
1957


"Bilirsin,
Sigarayı da kalem tuttuğum gibi tutarım. 
O’ndan tüter Sevda Sözleri… " 


" Aşktın sen kokundan bildim seni
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu
Taşıttan indin sonra da karşıya geçtin
Elinde bir tuhaf çanta saçında soku ..."

" Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
ben artık adam olmam bu derde düşeli ..." 

" Sesinde ne var biliyor musun, Bir bahçenin ortası var " 
 
" Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim. Elimde uçuk mavi bir kalem
cebimde iki paket sigara ..."



Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yalnışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.



" Ölüm geliyor aklıma birden ölüm. Bir ağacın gövdesine sarılıyorum " 



Cemal Süreya / 1931 - 9 Ocak 1990


Cemal Süreya





OTUZ İKİ KISIM TEKMİLİ BİRDEN: CEMAL SÜREYA

1. Orta boylu, zayıf, kumral saçları dalgalı, geniş alınlı, iri kahverengi gözlü, uzun ve derin kirpikli, kar beyazı dişleri olan oval yüzlü bir adam…

2. Nüfus cüzdanındaki adı Cemalettin Seber’dir.

Başlangıçta, Cemal Süreyya diye yazar adını.

Üvercinka adını verdiği sevgilisiyle girdiği iddiada kaybeder ikinci ‘y’ harfini ve o günden sonra bir daha hiç kullanmaz. Borcuna bu kadar sadıktır. Güvenilir insandır.

3. Doğuludur.

Erzincan doğumludur.

Göçebedir. Muhacirdir.

Sürgündür. Uçurumda açan çiçektir.

Beyaz gülüşlü bir kardelendir.

4. Zor ve olanaksız olanı dener, başarır. Belki bu nedenle düşünce kökleri derin, dünyanın ve insanların resmini çekmek için bir fotoğraf makinesi gibi kısık gözleri abartısız bir derinlik ve dikkatle çevresine dönüktür. Belki zekâsı onun için bu denli parlak; derviş yüreği gösterişsizdir.

5. Erzincan, Bilecik, İstanbul, Ankara… Sonra bütün bir Anadolu… Göçebelik hiç bitmez. Hangi şehirdeyse orası, yalnızlığın başkentidir.

6. Bütün başarılarını Ankara’da kazanır, İstanbul’da harcar.

7. 26 yılda 29 ev değiştirir, adres olarak PTT’den kiraladığı posta kutularını kullanır.

En son yaşadığı evin bulunduğu sokağa Cemal Süreya adı verilir. Hiçbir şeyi yoktur akıp giden sokaktan başka.

8. Haydarpaşa Lisesi’nde parasız yatılıdır. SBF’nde maliye ve iktisat bölümünü seçer. Ece Ayhan, Sezai Karakoç ve Muzaffer Buyrukçu’yla arkadaş olur. İyi notlar da alan kötü bir öğrencidir.

9. Maliye müfettişliği, devletin en büyük kariyerlerindendir. Yılda 3-5 üniversite mezununun girebildiği bir memuriyettir ve bunu SBF’nin göçebe öğrencisi Cemal Süreya başarır. Hayat için, büyük bir başlangıçtır.

10. Küçük bir grup içinde Ahmet Cemil acıları yaşar. Dostoyevski hayranıdır. Yalnızdır. İçe kapanık ve çekingendir. Son derece utangaç ve sessizdir. Gidip bir dükkanda bir şeyin fiyatını soramaz. Başkalarına sordurur çoğu zaman. Bir şeyin yarım kilosunu alamaz.

11. Memuriyeti sırasında görevle gidip l yıl kaldığı Paris’ten getirdiği arabayı satıp dergi çıkarır. Papirüs macerası belki hak etmediği ilk yenilgidir.

12. Papirüs serüveninden sonra tekrar döner memuriyete. Bu kez iddialı olarak: Maliye Tetkik Kurulu üyeliği ile başlayan çizgi Darphane ve Damga Matbaası Müdürlüğü ile noktalanır. Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon önyargılı teftişinde hiçbir olumsuzluk bulamayınca ‘Her şey yolunda, ama burayı pek temiz bulamadım.’ deyince Cemal Süreya da ‘Burası bir iki saat öncesine kadar hiç kirlenmemişti.’ karşılığını verir. Yüreği hariç, bütün kapıları açmıştır bakana.

13. Artık kendini memuriyette ispat etmiştir, emekli olur. Kartviziti de hazırdır: Şair ve eski genel müdür. Emekli ikramiyesini şiire yatırır. Yeni mesleği kelime kuyumculuğudur.

14. Paranın egemen kılınmak istendiği bir dünyada yalnız şövalyelerden biridir. Kalemini çıkarıp en önde hücuma geçecek diye boşuna beklenir. Düşene tekme atamaz, yüreği kaldırmaz. O vakit ne yapar? Oturup şiir yazar.

15. İnsan, şair olunca başka şey olmaz mı? Onun kadar değişik, renkli alanlara yayılan şair pek azdır. Şiir dışındaki uğraşları yalnız ekmek teknesi değildir. Yaptığı işte mutlak başarı sağlamalıdır. Yenilgiyi kabullenmek zordur.


Ocak 04, 2013

vangelis



Prelude by Vangelis on Grooveshark


ahmet oktay



Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu
Sana dokununca mı denizleniyor masa
Senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan
Sıkıntımın ormanında?

Üç beş günümüz var şuracığında
Nice oyuncağımızı kırdılar
Biz de güzel çocuklardık bahçelerde
Sularda alabalık ...


Ahmet Oktay


çevreci kütüphane


Çin'in başkenti Pekin'de elektrik bağlantısı bulunmayan kütüphane öğrencilere ve kitap severlere doğanın içinde kitap okuma ve ders çalışma imkanı sunuyor.
Tsinghua Üniversitesi Mimarlık Okulu'ndan Profesör Li Xiaodong'ın tasarladığı 175 metrekare büyüklüğündeki kütüphane, 7 ayda inşa edildi.Yaklaşık 158 bin dolara mal olan kütüphanede, serin ama güneşli bir ortam yaratılmak için camla kaplı dış yüzey 45 bin adet ağaç çubukla örtülmüş.
Elektrik bağlantısı olmayan çevreci kütüphane, her gün saat 16:30′da kapılarını kapıyor.
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği kütüphane, hafta sonları ise ücretsiz olarak herkese hizmet veriyor.














kaynak : www. dezeen.com, ntvmsnbc.com


ortaçgil dünyası





bazıları hayatı güzelleştirmek için gelirler. ortaçgil gibi, ortaçgil şarkıları gibi ...
yumuşak, bulutumsu, apayrı ... eldivensiz dokunabilecek cinsten 
bugün diğerlerinden farkı olsun.
bugün başlangıcımız ortaçgil olsun .


Kimseye Anlatmadim by Bülent Ortaçgil on Grooveshark

Bir Kus by Bülent Ortaçgil on Grooveshark


Ocak 03, 2013

gülten akın





dünyada fransa diye bir ülke yokmuş da 
fransızmışım gibi dolaşıyorum 
parasızım ve kahverengiyim, elma çalıyorum

Gülten Akın

gelecek uzun sürer






25 yıl sonra biz belki seninle yine Benusen’de surlara çıkarız. Ama biraz yaşlanmış oluruz. Senle beraber bütün Karadeniz’in etrafını bisikletle dolanırız. Batum’da Chacha içer, hüzünlü gürcü şarkıları dinleriz. Soyim’de Mayakovsky’nin evine götürürüm seni. Yaltalı Doktor Chekov’dan öyküler okuruz. ”İçelim ve birbirimize sen diyelim.” diyip Moskova-Petruski treninde votka içeriz. ”Varna’da karşı kıyıdan sesleniyorum. Sesimi işitiyor musun Mehmet? Mehmet?” diyip Nazım’ı yad ederiz. Sonra haritayı açarız, gözümüzü kaparız. Böyle parmağımızı koyarız bir noktaya. Derim yürü, dünya haritasına. Sonra ben politikaya atılırım. Ama sadece ulaştırma bakanı olurum ha! Bütün ülkeyi demir yollarıyla döşerim. Sadece batıdan doğuya değil. Doğudan Karadeniz’e, Karadeniz’den Akdeniz’e uzun uzun demir yolları. Sonra her bölgede yok olmakta olan diller ve kültürlerle ilgili enstitüler kurulmuş olur. Sonra, sonra her şey değişmiş olur. Sonra… Ne çok sonra var, değil mi?


Gelecek Uzun Sürer

nazım





Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken.

Sonra mı? Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani.
Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük.
Büyürken ne de çok küçüldük.


Nâzım Hikmet Ran

kavafis




"Yalnız insanlar, bizim görmediğimiz şeyleri görür. Bu ruhu inceltir ve keskinleştirir. İnsan ruhu duyarlı oldukça alınganlaşır."


Konstantinos Kavafis


Ocak 02, 2013

Barış Manço








anısına ...

ne hoş bir güzelliği vardır, hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin!.. Virginia Woolf


fernando pessoa




Hepimizin iki yaşamı var;
Sahici olanı: çocukluğumuzda düşlediğimiz yaşam.
Sahte olanı: başkalarıyla ortaklaşa yaşadığımız.

Fernando Pessoa

andrey voznesenski



Yaşam bir bitki değilse aslında,
Neden dilimliyor, parçalıyor insanlar onu
               



Selam Oza, evde, geceleyin
Ya da uzakta bir yerde, neresi olursa olsun,
havlarken köpekler, yalarken kendi göz yaşlarını
Senin soluğundur duyduğum ses
               
Selam Oza!


Andrey Voznesenski