Mart 27, 2012

Münzevi


Bir münzeviydim…
Virajlı harfler gibi yaşadım;
s’de kaldım, kahrın alfabe(s)inde.

Ölümler vardı öldüm, ateşler vardı yandım.
Bir yanardağ gibi içimden dünyanın
yüzüne karşı…
Aşkların, inançların yüzüne karşı
ihanetle öpüştüm, yazgıma küstüm.
Öpüştüm ölümlerle, vuruldum düştüm!

Yapraklar sallanıp dururken ağaçlarda.
İçimde yarım kalmış bir orman.
İçimde yanmış kalmış bir orman...

Yağmurlar vardı, hepsini yağdım.
Ne beklenen gelendi, ne gelen beklenendi…

Devrildim sabrın tehditkar kabzasıyla.
Uygarlık yarım kaldı, dedim ey Zerdûşt
ve yarım barbarlık da!

İkisi de caymadı,
gökyüzü soldu,
avuçlarımda gencecik bulutlar öldü…
Ardımdan sürüyerek getirdim kendi ölümü;
alın dijital dünyanıza kadavra yaparsınız!

Yapraklar sallanıp dururken ağaçlarda.
İçimde yarım kalmış bir orman.
içimde yanmış kalmış bir orman...

Kan bile terk ederken damarını,
zamanlar an’larını, her aşk kendi masalını...

Dedim, yapraklar mı terk eder ağaçlarını,
yoksa ağaçlar mı yapraklarını?


Dedim, kimse konuşmayacak mı susuşlarını?
Kimse...Kimse toplamayacak mı çığlıklarını?

Ve neden birbirinin gözüne yaslamış herkes
kanlı ve mahcup bayraklarını?
 
Yanıt yoktu...
çünkü soru yoktu, soru yoktu, soru yok!

Dedim ey nüshasız aslım,
bu acıların hesabını veren yok;
onları güneşe ser, güneşe!
Acı bu, herkes onu her yerde,
O da güneşte çeker…

Sonra katlar dolabına koyarsın,
arada bir çıkarıp ütülersin, anarsın…
Bu acılar başka ne işe yarar?

/Devrilse de üstünüze şehir yarar
insana…
Acıtsa da kalbinizi şiir yanar
insana.../

Yapraklar sallanıp dururken ağaçlarda…
İçimde yarım kalmış bir orman.
İçimde yanmış kalmış bir orman...

Bir münzeviydim.
Virajlı harfler gibi yaşadım;
s’de kaldım; kahrın alfabe(s)inde…

ölümler vardı öldüm, ateşler vardı yandım.
Naçar bir gölgeydim şehrin uğultusunda
ve yalan bir müfreze hayatın ordusunda;
nere dönsem iğretiydi bir yanım…

Ateş yanım, duman yanım, kül yanım;
gelen yarım, giden yarım, ben yalım…

Yapraklar sallanıp dururken ağaçlarda…
İçimde yarım kalmış bir orman.
İçimde yanmış kalmış bir orman...

Ödeştim cehennemimle hiç dublör kullanmadan!

Boğuldu su, yenildi aşk, çürüdü devlet.
İçimde çok yanılmış bir orman.
İçimde çok yanılmış bir orman...

                  Yılmaz ODABAŞI,2002-İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder