Mayıs 07, 2012

iç kitabı



.... saydam benim gövdem. görünebilsin diye, bir tek kötülüğün olmadığı içimde. izlenebilsin diye organlarımın şen kıpırdanışı. çünkü işte, evrenin heyecanına her kapılmış gibi, bekleyemedim derimin kalınlaşıp gizlemesini beni. evrenin heyecanına her kapılmış gibi, beni de sakınmayacak dünya. savurup, parçalayıp, eskitip, yıpratıp haddimi bildirecek ve sürmek için gereken o kini sokmak isteyecek içime. bu yüzden kısa yaşar kelebekler. hayatın bu kuralına uyamadıkları için kovulurlar zamandan. saydam gövdeler saklamaz çünkü karışık ve " aklı başında" planları. evrenin heyecanına her kapılmış olan gibi.


kibirli sanacaktır kimileri beni. bir gösteriş sanacaklardır bütün renklerimle etrafta uçuşmamı. oysa nefes nefeseyim ben. bir an önce renklerden haberdar etmek niyetindeyim dağı taşı. kendi rengimin değil, gören gözlere renk dağıtmanın derdindeyim. ben, dünyaya biraz "kızıl ötesi" sezdirme niyetindeyim. bu yüzden duramıyorsam hiçbir yerde, dar geliyorsa hava bana, sakın bunu bir gösteri sanmayın. çünkü ben , kozamda " başka türlü bir dünyanın " rüyasını görmüş idim, koşuşturup onu sezdirmek fikrindeyim. uyuyan her bir şeyi diriltmek için hareket halinde, hareketin kendisindeyim.

evrenin bilgisini dinleyip kozamda uzun uzun, dışarı uğrayıverdim. ve tıpkı fısıldandığı gibi bana, herkes pusudaydı. hesaplar içinde, bütün hayvanlar sadece "sürmek" derdindeydi. ve alçaltıyordu her bir şeyi, böyle olup durmak. ben bunu söylemeye geldim ve beni de pusuda bekleyenler vardı. durultmak için evreni, benim ölümümü isteyenler vardı. çünkü kimse istemez, bütün varlıkların bir yanıyla da olsa kelebeğe kesmesini, böyle rengarenk olup, renk düzenini bozmasını. ve yine fısıldandı bana, "kelebek olmaktan başka seçenek yok sana." bu yüzden olabildiğimce çok olup, koşuşturabileceğim kadar çok koşuşturup.... erken ölmeli kelebekler. dünya tarihi bunu söyler.



Ece Temelkuran

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder