Mayıs 22, 2012

içimde bir Einstein var n'apsak acaba ?


Müjde ! Artık bizde de üstün zekalı ve üstün yetenekli çocukların belirlenmesi için çalışmalar yapılıyormuş. Türk akademisyenler dahi çocukları tespit edebilmek için zeka testleri hazırlayacakmış. (Sabah Gazetesi ) Bunca yıldır görmezden gelinerek uyumsuz, yaramaz, hiperaktif, içine kapanık, garip diye damgalanan bu çocuklar yetiştirilip topluma bilim adamı olarak kazandırılacaklarmış. " Günaydın ! Hayırlısı olsun " diyorum. Aslında ne gerek vardı böyle meşakkatli şeylere biz bilgiyi ve teknolojiyi dışarıdan ithal ederek de mutluyduk. Üstün zekalımız ve normalimiz yıllarca ABC tipi ezberevlerinde (pardon okullarda) " ek bakalım Alican fasülyeleri pamuğa ... hımm çimlendi mi ? oh oh ne güzel. bunlar fotosentez de yapar şimdi bak Allahın işine " şeklinde hayli bilimsel öğreti metotlarıyla, çeşitli sınavlarda kullanılmak üzere " ezberle formülleri-savaş tarihlerini, ekle şöyle üç beş sıra dağ oldu bitti " ile geçen eğitim dönemleri sonunda, ailenin isteği ile öğretmen olmak istemeyen öğretmenler, saygınlığını ve getirisi  düşünülerek doktorluk mesleğini seçenler, bilgisini kullanabileceği yeterli ortamlar olmadı halde açıkta kalmamak adına mühendis olan mühendisler yetişti. Ben elinde çantasıyla ilaç mümessilliği yapan çok maden mühendisi bilirim. Hoş kim gerçekte uzmanlaştığı alanda çalışıyor. O da ayrı bir ironidir.

Üstün yeteneklilerin durumu üstün zekalıların durumundan daha zordur. Zeka seviyesi yüksek olan çocuklar test sistemlerini iyi öğrenip, kafayı sıyıracak kadar çalışıp iyi bir üniversitenin iyi bir bölümüne kapağı atabilirler.Fakat içinde sanatın herhangi bir dalına yeteneği olan çocuğun vay haline ... Okullarda blok flütle keşfedilmeyi beklerken  " Anne ben Güzel Sanatlara mı gitsem acaba" dediğinde ." Ressam, müzisyen ol da aç kal " cevabıyla karşılaşıp başarılı birer sanatçı adayıyken masa başı görevlerde dirsek çürütmüştür. Oysa bir konuda uzmanlaşıp dalında en iyisi olduğun sürece başarı da mutlaka gelecektir. Ama atalarımız ne demiş " Sürüden ayrılanı kurt kapar ". O yüzden " İcat ! çıkarma "

Devlet desteği ile ülkedeki yetenekli ve zeki çocuklara ulaşabilmek düşüncesi çok güzel. Tabi esas iş onları seçmek değil. Seçtikten sonra onların nasıl değerlendirileceği, nasıl eğitim verileceği, nasıl yönlendirileceği. Rusya'da, Amerika'da ve Çin'de bu çocuklar için yıllardır ciddi bütçeler ayrılıyor. Dünyada dahi yetiştirme merkezi olarak bilinen Çin'de hükümet bilim olimpiyatları sayesinde ülkenin en ücra köşelerinde üstün zekalı, dahi ve üstün yetenekli çocukları aramaya koyulmuş. Rusya 'da ve Amerika'da bu işler uzun zaman önce başlamış. Sibirya'daki Novossibirsk kentinde bulunan dahi okulundaki öğrenciler okulu ve akademisyenleri zorluyorlarmış. Sebebi ise bu çocukların bir değil birden fazla alanda üstün yeteneğe sahip olmalarıymış. Okul çocuğun matematik mi , astrofizik mi yoksa edebiyat alanında mı uzmanlaşması gerektiğine karar veremiyormuş ( derdin güzelliğine bak ) Okulun öğrencilerinden 9 yaşındaki Sergey Skut boş zamanlarında müthiş cinayet romanları yazıyor hatta bu romanlar ülkenin en çok satanlar listesindeymiş.Ne diyeyim müthiş doğrusu ... Ve gazete yazıyı şöyle bitirmiş; dahi okulları içinde en ünlüsü New York'taki " Dalton Okulu " . Amerika'nın zengin ailelerinin süper ve dahi çocukları bu özel okulda okuyor. Küçük dahiler, kendi kapasitelerini kendileri keşfediyor ve çeşitli bilimler bilimler arasında bağlantılar kurmayı öğreniyorlar. Ezber kesinlikle yok


Bizler üstün yeteneklimiz, orta zekalımız, dahimiz, sıradanımız bir dönemi fasulye çimleyerek , savaşların tarihlerini ezberleyerek ve nihayeti isteklerine bakılmaksızın ebeveynlerimizin yönlendirmesiyle bir yere gelmeye çalışmış aslında kaybolmuş çocuklarız. Yetişkin olduk hala kayıplarımızı arıyor, sorguluyoruz. Tabi sorgulamayanlarımızda var. Büyük saadet . Onlara Descartes'ın şüpheci yaklaşımı ve her şeyi kendini bile sorgulayarak 1600 'lü yıllarda ulaştığı " Düşünüyorum. Öyleyse varım " sözünü hatırlatmak için bile geç olduğunu düşünerek " geniş algılarına sağlık " diyorum.



nİOBE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder