Ağustos 25, 2012

küçük prens, tilki ve yıldızlar ...




“yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni. bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim. 


Ah, dedi.. ağlayacağım nerdeyse..
- Suç senin, dedi küçük prens, ben sana kötülük etmek istemiyordum. Ama, seni evcilleştirmemi kendin istedin..
- Elbet, biliyorum, dedi tilki.
- Ama ağlayacaksın! dedi küçük prens.
- Elbet, biliyorum, dedi tilki.
- Öyleyse bir şey kazanmış olmadın.
- Kazandım, dedi tilki, buğdayların rengi yüzünden


*

Satıcının hikayesini dinlediğim sırada sekiz gündür çölde bulunuyordum ve elimdeki suyun son damlalarını yudumluyordum.
“Anılarını dinlemek gerçekten de güzel” dedim küçük prense, “ama henüz uçağımı tamir etmeyi başaramadım. Keşke ben de bir su pınarına doğru ağır ağır yürüyebilseydim.
“Dostum tilki bana demişti ki...”
“Sevgili dostum. Bunun tilkiyle hiçbir ilgisi yok ki!”
“Ama neden?”
“Çünkü susuzluktan öleceğiz.”
“İnsanın dostu olması iyidir. Ölecek olsa bile. Ben tilkiyle dost olduğum için çok mutluyum.”


*


" Senin öyle yıldızların olacak ki kimseninkine benzemeyecek. Gülmesini bilen yıldızların olacak." 



Le Petit Prince /  Antoine de Saint Exupéry


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder