Ağustos 05, 2012

şükrü erbaş



" Susmak insanın sözünü büyütüyorsa bir erdemdir. Bir yaprağı bile kıpırdatamaz yoksa suskunluk. Ne kadar cılız , ne kadar yanlış olursa olsun boşlukta iz bırakacak tek şey sözdür. Yağmur yağmazsa kim bilebilir bulutların yükünü. Kendi gerçeğini kendi sesiyle ışıtır insan. Başkasının evinde yanan ışıktan bize ancak gölge düşer. İnsan konuşarak tanır kendini, tanıdıkça sever. Kendini sevmeyen kendine sahip çıkamaz. Konuşmaktan korkmak, güçsüzlüğün insan ruhunda açtığı en derin çukurdur. Kimse bu çukuru başkasının gücüyle dolduramaz ve ne gariptir ki çukur büyüdükçe büyür insanın yıkımı ... "

Bu kör, bu sağır, bu dilsiz beyazlıkta yaşam adına tek ses, bir ölümsüzlük arması gibi duvarda gülümseyen fotoğraftan geliyordu. On yıldır her yalnızlık esrimesi, her hasret boğuntusunda bir dua gibi duvardaki fotoğrafla ışıyan kadın, rüzgarlı bir koru gibi sıyrıldı sisinden. Eteklerindeki kederi ve yalnızlığı çırptı. Saçlarını omuzlarından akıttı. Boşluğu çerçeveleyen pencereye gidip " yaşamak en büyük güçtür " yazdı camların buğusuna. Avluya çıktı sonra. Fotoğrafa inanıyordu bütün bedeniyle. Kapanacağını bile bile karda izler bırakarak yürüdü boşluğa karşı. Fotoğraf, bir güven duygusu, bir ışıklı su gibi boşluğa yayılıyordu :

" İnsan iyiliği hak etmelidir. Emek ve içtenliğin olmadığı yerde istek bir yaz yağmuru hükmündedir, gelir ve geçer. Gerçeğin ilk adımı hayaldir ve mutluluk tutkuyla yoğrulmuş bir çabadır. Kimse kendini dışlayarak gerçeğini değiştiremez. Hüznüne sahip çıkmayan insanın sevinci, her gün yeni bir boşluğa kapı açan bir yanılsamadır. Unutma ki, ' hiçbir aşk düşünceye uzak değildir /hiç bir yıldız göğe. ' ( A. Sayar) İnsanı kendi çukurundan çıkaracak olan kendi umutsuzluğudur ... "



İnsanın Acısını İnsan Alır /  Şükrü Erbaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder