Ağustos 26, 2012

The Rum Diary



Türkçeye " Tutku Günlükleri " olarak çevirilmiş. Bayılırız orjinal film isimlerine uydurma adlar bulmaya ...

Hunter S. Thumpson’ın The Rum Diary romanından uyarlanmış olan film 1950′li yıllarda New York’ta serbest bir gazeteci olan alkol bağımlısı Paul Kemp’in ( Johnny Deep ) Porto Rico’da küçük bir gazete olan ”The San Juan Star”da çalışmak için tüm hayatını bırakıp Porto Rico’ya yerleşmesiyle başlıyor. Porto Rico’daki Amerikalıların kara planlarından uzak durmaya çabalarken sonunda neredeyse kalemi her eline alanın karşılaşacağı zor bir seçimle başbaşa kalıyor.






Johnny Deep ve aynı gazetede çalışan Bob Sala karakteri ( Michael Rispoli) keyifli bir ikili oluşturmuş. Porto Rico'nun rengarenk dar sokakları, doğa güzellikleri ile kokuşmuş Amerikan rüyasını anlatan eğlenceli bir pazar günü filmi.












- Park metrelere, çocuklarımıza harcamaları için verdiğimizden daha çok para ödüyoruz. Bana öyle bakma, araştırma yaptım. Körfeze hidroklorik asit taşıyan 12.000 ton atık döküldü. Denizdeki her şeyi yok etti. Balıkçılığı yok etti. Balıkçıların çocukları çöpleri karıştırıyorlar."

- 10 yıl önce bunun peşine düşmeliyim diyordum. Artık bununla yaşamalıyım diyorum. Hiçbir şeyi değiştiremezsin. Gün batımının kızıllığında, bir yana kusar ve kürek çekmeye devam edersin. Çok fazla zorbalıkla dolu bir yerdir burası. Sen kahvaltı için uyanmadan önce binlerce insan harcanır. Bunlar haber değil, ticari bir gerçektir. Kendi gün batımları olmadığı sürece kimsenin umurunda olmaz. Sen ücra bir ülkedeki yabancı muhabir değilsin, burası Amerika.

- Burası Porto Riko.

- Burası Amerika !

- Sence Illinois'de 25 sene çalışıp para biriktirerek buraya gelmiş bir tesisatçı şeker kamışı tarlarındaki zorlukları okumak ister mi? Umurunda olmaz. Sıradan biri ortalık karışsın istemez çünkü kendi derdine düşmüştür. Bizim okurlarımızda sıradandır. Kimin kaybettiğine aldırmazlar kimin kazandığını bilmek isterler. Bovlingde kim kazanmış? kumar makinesinde kim kazanmış? hedefi kim vurmuş ? yarışı kim kazanmış ? Uykuda değilsin, uyanıksın ve bu da Amerikan rüyası ...Kemp, gerçekle rüya arasında ince bir çizgi vardır. Eğer onları uyandırırsan paralarını geri isterler.






" Oscar Wilde ne demiş biliyor musun ? Her şeyin fiyatını biliyorlar hiçbir şeye değer vermiyorlar " 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder