Aralık 24, 2012

ali ural






Sevgili Dost,

Kalplerimizi ışığa duyarlı gümüş levhalar haline getiremezsek
başımızı gövdemizin üzerinde nasıl dik tutabiliriz ?
Nasıl başederiz kendimizle, gördüklerimizle ve göremediklerimizle ...


Sevgili Dost,

Lokman Hekim' e " Hikmeti kimden öğrendin ?" diye sormuşlar. 
Şöyle demiş : " Körlerden öğrendim; çünkü bir yeri değnekleriyle yoklayıp, 
iyice anlamayınca adım atmazlar" Ben de zarfı ışığa tuttum,
kulağımı dayayıp dinledim, hatta kokladım. 
Yine de tereddüt ediyorum açıp açmamak için. 
Hayır açmıyorum. 


Sevgili Dost,

Her şeyi tükettik. Tarlalar dolusu buğdayın anıza,
bulutlar dolusu yağmurun sele, küfeler dolusu üzümün sirkeye dönüştüğünü 
gören bir adama zarfı açmaktan neden korktuğunu sorabilir miyiz ?
Bırakalım ümidini korusun. Bırakalım hayatında bir kez olsun, yaptığı şeyler için değil yapmadığı şeyler için sevinsin.

Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder