Haziran 03, 2011

hayat masal olsa .... / Niobe



Hayat masallar gibi olsa diyorum. Ama kastım masallarda ki gibi mutlu mesut, bahtiyar o kuş kadar hafif haller, sonu tatlılıkla bağlanan " onlar ermiş muradınaaaaa .... " diyerek özünde iyilerin kazandığı içerik değil. Ben komple masal karakterlerinin, masalı oluşturan dekorların bu hayata kanalize olmasından bahsediyorum. Nasıl mı ?


Mesela evde sebze meyve bitmiş ve manava gitmek zorunda kalmışım. Aaaa bir bakıyorum ki manavım " pamuk prenses ". O pamuk pamuk halleriyle ve kocaman gülümsemesiyle alıyor siparişimi .. ayrılmadan önce sepetini gösterip " size bir elma ikram edeyim ! " diyor ve ben onun iyi haline sonsuz güvenle hormonlu mu hormonsuz mu, GDO 'lu mu değil mi diye hiç düşünmeden elmayı gönül rahatlığı ile yiyorum. Köşeyi dönüyorum ve Hansel'le Grateli görüyorum. Ceplerinde ki kırıntıları yere atarken onları yakalayıp " bakın evladım bu tavrınızdan vazgeçin , her seferinde o kırıntıları atıyorsunuz karınca, kuş, börtü böcek artık ne varsa geride onlar kırıntıları yiyorlar evinize dönemiyorsunuz çocuğum " diyorum, onları kurtarıyorum. Birlikte mahallenin çocuklarını da toplayıp şu çikolata, şeker evi buluyoruz ve hep beraber yiyip bitiriyoruz. Ohhh ne güzel çikolataya,bisküviye de doydu çocuklar .. hani alamayanlar var ya !


Yolda kırmızı başlıklı kıza rastlıyorum. Kurtla konuşuyor.Tam kurda annanesinin evini tarif edeceği sırada araya giriyorum ve çoook sevdiğim kadın programlarından birinin yapıldığı stüdyoyu tarif ediyorum....  Artık kime denk gelirse, ben bilmem


Televizyonu açıyorum günlük yaşamımı felç eden, sabah neşemi katleden, akşam huzurumu kaçıran şahısların her biri " yedi cüceler " olmuş. Tek söylebildikleri " baltalar elimizde uzun ip belimizde " .. sadece bu / aha bundan büyük mutluluk mu olur diyorum, tartışma yok, kavga yok, beyin haşlama yok ..


Reklamlarda çizmeli kediyi görüyorum sonra  ve şöyle diyor " trafik sorununu dert etmeyin artık, nereye park edeceğim, sıkıştım işime geç kaldım endişeniz yersiz .. işte size son model uçan atlar "
Trafik gürültüsü yok, egzos dumanı yok, çevre kirliliği ... küresel ısınmada ne ? Mutlulukla atıyorum kendimi ormana, çam kokuları içinde yaşayıp gidiyorum.


Nasıl eğlenceli olmaz mıydı ?


Bir gün kesilen ağaçları düşünmeden, ölen insanlar için üzülmeden, balık yerken " hangisi yavruydu acaba " azabı çekmeden, haberleri " izlesem mi izlemesem mi " ikilemine düşmeden, asık suratlı esnafı, kornoya yüklenen sürücüyü, meraklı komşumu eski haliyle görmeden  bir gün geçirsem fena mı olur yani ..  Yok olmaz değil mi ? İlla beynime beynime vuracaksınız, illa gözüme gözüme sokacaksınız çirkinlikleri


İyi ki çocuklar var dünyada ve iyi ki babaannem hala hayatta .Çocuklar kirlenmeden kalmış en güzel hediyeler insanlar için. Yaşlılarsa, yaşlandıkça ağır metallerden, hayatın kirlerinden arınıyorlar sanıyorum. Onlara baktıkça insanın içi açılıyor , bir yumuşama hali geliyor nedense...  Son teknolojik gelişimin zaman zaman açtığı  tv olduğuna karar veren, iletişimi çevirmeli telefonda sağlarken bile oldukça tedirgin ve üç cümleden  fazlasını kullanmayan babaannem,  garanti masallardan kalma perim benim.




Babaannecim! masal perim benim,  sakın bir yere gitme henüz ..
Üç dilek hakkım var " şunları, bunları, onları "  kurbağaya çevirir misin lütfen ......






Niobe

4 yorum:

  1. bayıldım masal ülkesine ve masalcıya....kurbağaya çevirelim gitsin..ne iyi aklının ve yüreğinin cümleleri ne iyi masal var anlatıcı var ve hala özleyen var... seni ve kendimi ve dahi saklanmak isteyenleri masalın içine çağırıyorum.. şimdi bi adaya kağıttan gemi yüzdüreceğim...görüşürüz masalcı..

    YanıtlaSil
  2. babaannenin blogunu takip edememesi ne hazin!...belki gerek kalmıyordur; belki kendisine de söylemişsinidir, kimbilir...bütün kalbimle "gitme babaannecim" diyen torunlar diliyorum niobe'cim ;) NESLİHAN.

    YanıtlaSil
  3. ah... o gemide bende bende olmalıyım... Masalcı... evet harikaydı..

    YanıtlaSil