çok sonraları ne zaman yalnız kalıp gökyüzüne baksak / ne zaman bir parça rüzgar yutsak
bir cesaret havalanırlar / nefes borumuzu tıkayan kanatlılar
...............................
sözcükleri cümlelerinden ayırıp
kesif bir uğultu eşliğinde
susun diyor kalabalık
susun !
çoğunluk hoşlanmıyor kralın çıplaklığından
o an ağzımızı ellerimizle kapayıp
yutuyoruz tek tek
sakaları,
serçeleri,
ve güvercinleri
beyaz bir düş kırıklığından
çok sonraları ne zaman yalnız kalıp gökyüzüne baksak / ne zaman bir parça rüzgar yutsak
bir cesaret havalanırlar / nefes borumuzu tıkayan kanatlılar
uyuma, dedi babam
uyuma !
bilmesen daha iyi olur düşleri
açma ağzını gökyüzüne doğru
kentler sahipsiz kafeslerle dolu
kuşların zaferleri
mavi elli gök kubbe
kurbağa ölüleri
kayıp çocuklar
taşlar ve otlar …
düşler …
boğazı patlatırcasına ağızdan gökyüzüne
göç eden masumane ötüşler
bir dilek gibi
dua gibi
bir sanrı gibi
yeniden doğmak için
titreyişler …
ökse ile bağladılar ayaklarından/ velhasıl kırmadılar kanatlarını / sen öde dediler kaçaklara yataklık yapan gökyüzünün günahını
kuşların günahı mı olur? dedim gece çökerken fısıltıyla / uyu dedi babam. uyu düşlerinde büyü
uyudum korkum büyüdü…
kuş çırpınırken bir ökseye bir gökyüzüne baktı . ökse soğuk ve yakın. gökyüzü sıcak ama uzaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder